Mondros Ateşkes Antlaşması'nın
Osmanlı ordusunun dağıtılmasını öngörmesi, Türk halkının "savunma gücü" ortadan kaldırılarak
işgallerin kolaylaştırılmak istendiğini gösterir
Mondros Mütarekesi'nin "İtilaf Devletleri, güvenliklerini tehdit edecek
bir durum ortaya çıkarsa stratejik yerleri işgal edeceklerdir"
hükmü, Osmanlı Devleti'nin fiilen sona ereceğini gösterir.
Mondros Mütarekesi'nde yer alan
"Doğudaki altı ilde bir karışıklık çıkarsa, bu iller işgal edilecektir"
hükmü, "İtilaf Devletleri'nin Ermenilere
yurt sağlamaya yönelik politikaları" temel alınarak
açıklanabilir
Gizli antlaşmalarda yer
almamasına rağmen, İngilizlerin Batı Anadolu'ya Yunanlıları çıkarması,
Batılı devletler arasındaki çıkar çatışmasının bir yansımasıdır
Mondros'tan sonra Boğazların
her iki yakasının işgal edilmesi, "Osmanlı
yönetim merkezinin" İtilaf Devletleri'nin kontrol ve baskısı
altına girmesine yol açmıştır
Mondros'tan sonra Mebuslar
Meclisi'nin kapatılması, Osmanlı'da "milli
idarenin" devre dışı bırakıldığını gösterir.
Mondros'tan sonra Anadolu ve
İstanbul'da çok sayıda protesto gösterisi ve miting düzenlenmesi, işgaller
karşısında "ulusal direniş"
sürecinin başladığını gösterir
Mondros'tan sonra Müdafaa-i
Hukuk Cemiyetleri ve Kuva-i Milliye Birlikleri'nin kurulması, "ulusal bağımsızlık" düşüncesinin Türk
milleti tarafından benimsendiğinin bir göstergesidir
Müdafaa-i Hukuk cemiyetlerinin
kuruldukları bölgelerin Türklüğünü kanıtlamaya çalışmaları, "ümmetçi ve hanedancı" anlayışın terk
edilerek "milliyetçilik" düşüncesinin
benimsendiğini gösterir
Hiç yorum yok: